Eveet,yeni bir kitapla daha karşınızdayım. Bu kitap daha dün elime geçti ve bugün bitirebildim. Sıcak Ayaz'ı elime ilk aldığımda Ahmet Batman'ın Soğuk Kahvesi ya da Sabah Uykum'u gibi olacağını tahmin ettim. Çünkü bu iki kitap da çok satıyor ve belki de yazarımız bu tarz kitapların yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyor.
Kapak gerçekten güzel hazırlanmış. İçeriği ise daha çok ayrılıklar üzerine,giden sevgiliye yazılan mektuplar ya da yine aynı sevgiliye yazılan içten edilen intizarlar diyebiliriz. Dili çok sade ve gerçekten bazı cümleler insanı bir yerden başka bir yere götürme yetisine sahip.
Sizlere bu kitapla ilgili anlatacak ve yorum yapacak pek bir bilgi yok elimde,çünkü kitap daha çok insanlara hitap etmek için yazılan cümlelerden oluşuyor. Ben de bunlardan en beğendiklerimi sizinle paylaşmaya çalışacağım bu yazımda:
Oysa bu hayat sınavında aşk sorusunun cevabı bendim.Boş bıraktın ve benden geçemeden bende kaldın.
Gözlerin aşkta bildiğim tek lisandı.
Sevmeyenin en dürüst davranışıdır bu,her zaman seninle yürüyor gibi yapıp,gitmek istedikleri yere varınca,sana eşlik etmeyeceklerine inandırırlar.
Acı sonbahar gibidir hayata karşı soğutur seni yalnızlık kış gibidir hayallerin ayazında kurutur seni.
Kararmış hayallere umut ışığı olamıyorsan aydınlık gerçeklere gölge yapmayacaksın.
Lapa lapa yokluğun yağıyor umutlarımın üzerine.Tir tir hayallerim titriyor. Ve ben yalnızlığın ayazında sana üşüyorum.
Aşk ütülü bir gömlektir başkalarıyla kırıştırmadığın sürece.
Sen,benden başkalarına sınırlarını çiz söz vatan gibi korurum seni.
Sus! diyorum. Sus ve daha fazla söyleme. Kimse bilmesin o hatırlamaya çalıştığın şarkının sözlerini. Kimseler eşlik etmesin nakarat diye sığındığın o şarkının yalanlarına. Bir tek yüreğin bilsin o şarkının adını. Peki sevmeyenim,başkaları sorarsa o şarkının adını? Dilim adına lal olup sussa da,nasıl gizlerim o şarkının gözlerimden akan sözlerini?
Sensiz aşkı anlatamıyorum,hep bir şeyler eksik kalıyor. Oysa seninle aşka bile aşkı anlatırdık bir olup iki kelimeyle "Seni seviyorum" demen yeterdi,çünkü ben de seni seviyordum.
Kirpiklerine kar tanesi değse içim erir.
Ve yalnız kalırsın. Yaşlarını yanağına varmadan öldürür,sırf iyiyim dediğinde insanların inanması için sahte gülümsemeyle kendini kendine güldürürsün.
Şimdi gidişin bile yarım
Ezberimden gülüşünü silmeden gittiğin için ağız dolusu seni seviyorumlar kusuyor,bir alfabe dolusu hiç olduğumu bilip yine kendime noktayı kendim koyuyorum.
Mutluluk bir espriydi ve biz hiç gülmedik.
Gözyaşı acının ıslak imzasıdır.
Aşk bu,hiç gitmeyecekmiş gibi sever,hiç gelmeyeceğini bildiğin halde daha çok sevmek istersin.
Tutsağın değildim,tutsaydın senindim.
Geleceksen "mutlu olmak" için değil "biz" olmak için gel.
Baktın olmadı,saat kaç olursa olsun ara,beraber unuturuz beni..
Bu hayat denen şeyde,iki farklı zarın tek sayıları gibiyiz. Birbirimizi toplasak,bir çiftiz.
Senin aramanı bekliyorum hüznü meşgule düşürmek için.
Bir yangından kaçmamak gibiydi seni sevmek. Ve o yangında,kurtarılmayı bekleyen de bendim,yangını çıkaran da. İçimde yanan da sendin,yanarken içimde olan da.
Ölüler var yaşarken gördüklerim. Ölüler var yaşarken gömdüklerim.
Sessizdir söylemez bazı gözyaşları katillerini.